Bayram demek şeker, çikolata ve harçlık demek çocuklar için. E tabi bi de paylaşmak. Ama öyle zor ki bu! Senin için en değerli şeyi, bir çikolatayı, şekeri ya da harçlığını arkadaşınla paylaşmak! İyilik yapmayı, biriktirmekten çok ihtiyaç sahiplerine dağıtmayı, biz yetişkinlerden öğrenir çocuklar. Başkasına verirken eli titremeyen, en güzelinden gönlünden gelerek veren ve bir elinin verdiğini diğerine duyurmayan bi insanın çocuğunun, sahip olduğu şeyleri başkalarıyla da paylaşmayı sevmesi çok olasıdır. Cömertlik bulaşıcıdır. En çok da anne-babadan bulaşır.
Çikolataya bayılan Sevgi Canavarı da böyle bi "paylaşma sınavı" veriyor kendi içinde. Tatilden döndüğünde kapısının önünde bir çikolata kutusu buluyor ve bi düşüncedir alıyor Sevgi Canavarını! Kutuyu açsa mı acaba içinde nasıl bi çikolata var? İçinden bir sürü alternatif geçiyor (limonlu, inci şekerli, karışık meyveli vs) ama içinde aslında onun en sevdiği çikolata var: kalpli-çilekli ve iki katlı bir çikolata :) Ama ya kutuyu açtığında içinde yeterince çikolata yoksa ve arkadaşlarına yetmezse? En iyisinin kendi yemesi olduğuna karar veriyor en sonunda ve kutuyu eve götürüyor. Sonrasında ise bi sürpriz bekliyor onu...
"Sevgi Canavarı ve Son Çikolata", 1001 Çiçek Kitaplar Yayınevi'nden çıkmış. Resimleri, tasarımı ve yazı stili farklı ve çok güzel. Hikayesi de.. 3 yaştan itibaren alabilir, keyifle okuyabilir, çocuğunuzla drama şeklinde canlandırabilirsiniz :)
Bu vesileyle Ramazan Bayramı'nızı kutlar, sevdiklerinizle bol çikolatalı ve çocukça neşeli bayramlar dilerim :) Sevgiler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder